Ekim ve Kasım aylarındaki ağır havam gitmiş yerini , bir taraftan laboratuvar içi koşturmaca , diğer taraftan  seyahat planlarıyla uğraşan bir Feyza almıştı .
Fistülüm açıktı , dikişlerim karnımın aynı yerden ikinci kez açılması ve enfeksiyon nedeniyle kesilip çekiştirilmek ! zorunda kalması nedeniyle hala problemliydi acı ve sancının yanısıra irili ufaklı keloidlerim vardı ,çok kan kaybetmiştim kan değerlerim  düşüktü çabuk yoruluyordum , barsaklarım ve kıçım hep biz burdayız diyorlardı ,aşağı cenahtaki üç deliğin problemine farklı bölgelerde eşlik ediyorlardı kısacası ,.. amaaaa ,ben tüm bu çektiklerime  rağmen çok enerjik ve hayatın içindeydim …
Herbiri tek başına sağlıklı bir bireyi yere serecek problemlere karşın gücü nereden mi buluyordum ?.. Kanserdaşlarım beni çok iyi anlıyorlardır eminim ,.. HAYATTA KALMIŞTIM ! yaşıyordum , soluk alıyordum ve ayaktaydım . Yaşamanın ve yaşamın değerini bir kez daha anlamış , kanserli hücrelerimden  benim minik cücelerden bir ders daha almıştım .
İzmir yolculuğu öncesi  Aralığın son haftası , normal değerlerine gelememiş bazı testlerimi kontrol amacıyla kan vermiş ve tümör markerıma da bakmıştım ve gene normalin üzerinde bu seferde 70 gibi bir değerle karşılaşmıştım , bu hafifde olsa yüksek değerin tam yeni yıl öncesi canımı sıkmasına izin vermemiştim. Daha bir ay önce pet ct  çektirmiştim , sevgili İclal’de * sonoda batını taramıştı ,her şey yolunda gözüküyordu . Testleri Şubat başında tekrarlarım diyerek hastalık defterini  kapatmıştım.
(*Prof.Dr.İclal Işıklar hastanemiz radyoloji bölüm başkanı ve benim sevgili
Deniz fenerlerimden !  biridir)


Yeni yıla önceki yıllar gibi gene İzmir’de girdik , 2009 ‘da değişiklik olsun hemde Apollon’a ve Milet’e daha çabuk ulaşırız diyerek Kuşadasının eski otellerinden Kısmet’te kalmış 2010’u orada karşılamıştık .
Bu yıl ise benim uzun süreli oturamayışım , hala nekahat döneminde oluşum nedeniyle akşam programı yapmamış , 2011’ i Ahmet’le Fatoş ’un keyifli evlerinde karşılayıp , yeni yılın ilk günü önceki senelerde yaptığımız gibi Ahmet’in çizdiği rotada Ege’de yeni keşiflere çıkmıştık .
İzmir dönüşü sevgili defterime 2010 ‘un kısa özetini yapıp sıcağı sıcağına İzmir gezisini aktarmışım , işte 2010 dan kareler ve yaşananlar …





Uçakta (Kayseri – İstanbul)
22/Ocak/2011  Cumartesi       22.15


Yolculuk hikayelerim bitmesin hiç…
Kanserim bile yolculuk hikayeleri yazmama ve yaşamama neden oluyor..En son sevgili deftercim 2010 yılı Mayısta yazmışım sana ,..uçakta ,. Gene bir uçak yolculuğu bu sefer rota Kayseri – İstanbul… Ne alaka dersen,..  köprülerin altından çok sular aktı ,  benim kanser gene tekin durmadı karaciğeri mekan eyledi , Eylül’de ameliyatlar vs. şimdi de Bioenerjide çare arıyorum . Kazakistan-Rus karışımı bir teyze bana holistik evrenden enerji yolluyor, göreceğiz bakalım kabul edip işe yarar hale getirebilecekmiyim o enerji akışını…Kayseri’de yaşıyor,. Bizde sabah Uçağıyla Aslı’yla beraber geldik enerjileri aldık şimdi dönüyoruz.
Ankara – Hacettepe uçuşlarıma şimdi de Kayseri eklendi. Eee.. fena sayılmaz ,hiç olmazsa hastalık mastalık ayağına uçuyorum,.. Uçak bana gerçek yolculuk hissini tattıran bir ulaşım aracı  nedense arabayla daha uzağa hatta tatile bile gitsem öyle hissedemiyorum..
Ama artık diyorum ki Kanser amca !! beni tacizden vazgeçse,. Peşimi bıraksa da bende gerçek seyahatlerime başlayabilsem ..
Önce yakınlar,.. Paris – Roma –Barcelona – Endülüs den biri olabilir..
Sonra orta yakınlar,.. St.Petesburg – Mısır – Fas gibi ..
Sonra uzaklar… Peru – Butan – Sibirya gibi…
Ne hoş değil mi ?.. Düşüncesi bile güzel ,..  birde gerçekleştirdiğimi düşün !! Ne  malzeme çıkarırım… Fotoğraf, yazı vb…
Zaten karar verdim tacizci amcadan kurtulursam..Aaaa bak bu deyimi sevdim..tacizci Çoşkun gibi bende benimkine bir isim mi versem acaba ?. bakalım bir düşüneyim..
Neyse karar verdim çalışmayı bırakıp yazı ve fotoğraf işlerine yoğunlaşacağım …...

Nerede kalmıştık ?... sorusunun yanıtını uzun uzadıya vermeye kalkarsam iş uzayacak , iyisimi kronolojik bir sıralama yapıp güne geleyim…
Mayıs ayında yaptığım, Lübnan-Beyrut ve Ürdün-Ammannn seyahatleriyle belli ki cesaretim artmış ,..Haziran’da yalnız gezilere çıkıp,. kısa bir eski mekanlar turu yapmış ...  Sonrasında hafta sonları ve 3-4 günlük kısa tatilleriyle yoğun yaşanan  Temmuz ve Ağustos aylarını geçirmiş,..Büyük tatili Eylül’de planladığım için iznimin yarıdan fazlasını “Mavi yolculuk-Eylül” tatiline saklamıştım…
Hafta sonu tatillerinden birini ,..arkadaşların evinde Sapanca’nın yeşillikleri arasında mangal partisiyle ,..
Bir diğerini ,. Yalova’da Yasemin kokularıyla gün batımını seyrederek,..  Bir başkasını,. Eskihisar’ın sakin  koyundaki denizci bir otelde nostalji yaparak ..geçirmiş ..
Marmara kıyılarından ufak ufak Güneye inmiş ,..
Karaburun yarımadasında bol balıklı ,.. Temmuz ayında’da hala sakin koylar ve keyifli denizler var buraya yerleşilir ,.yaşanır dedirten,.
İzmir’in yanıbaşındaki keyifli beldelerde sea-sun-fish !! tatili yapmış,..
Assos’la Küçükkuyu arasındaki sahilleri,.. Kaz dağlarının bol oksijenli köylerini ikişer kez ziyaret edip, arada  Gökçeada’ ya  kısa bir nostaljik seyahat yapmış ,. Kabatepe’nin bembeyaz kumlarında  Çanakkale Boğazının dalgalarıyla oynaşarak,. Ağustos’un sonunu getirmiştim … 
Sonrası…………. 
Sonrasında  kabusun ikinci perdesi başladı ,.. Birinci oyun yeni bitmişti , biraz olsun soluklanmış, nefes almıştım ama ,.. REJİSÖR !!.. 2-3 aylık arayı yeterli bulmuş olmalı ki yeni bir oyunla perdeyi açtırdı..
İkinci oyun !!.. birinciden daha zorluydu ,. Daha uzundu ve daha soluk kesiciydi … Brecht ‘vari !!.. bir sahneye konuşu vardı ,..
Çok zorlandım,.. ama Rolümün altından hakkıyla kalktım
“Galilei “ gibi,.. korktum.. yaşama teslim oldum… ölüme direndim .. 
Şimdi moladayım,.. Rejisörüm 3. oyunu ne zaman sahneye koyacak ?.. ya da 3.oyun olacak mı ?..
Cevapsız sorular !!,.. bilmeyi isterdim tabiiki ama …

Yanıt aramayı bırakalım,.. gelelim Molada ki etkinlikler listesine ?...
Çılgınca Kitap okudum , okuyorum..
Gezi kitapları ;  Deniz adamlarının, ve kadınlarının, yelkenlileriyle, Okyanusları aşıyor,bilinmeyen denizlerde zorlu yolculuklara çıkıyorum …
Gidiş dönüş Avrupa biletim yanınca ...Avrupa şehirlerine değişik zaman dilimlerinde kitaplarla seyahat etmek biletin üzüntüsünü nisbeten unutturdu..
İstanbul’u geçmiş zamanlarda ziyaret etmiş Seyyahlarla gezmenin yanısıra ,.. Çocukluğumun ve günümüz İstanbul’unun semtlerini sokak sokak arşınlamak için satın aldığım 70 kitaplık İstanbul’um dizisiyle, İstanbul içi yolculuklarım devam ediyor…
Kitaplarla seyahatin tek eksiği basılı fotoğraflar oluyor  !!..  beyindeki fotoğrafları basan bir aygıt henüz keşfedilmedi…
Kitaplarla seyahatin dışında,. ameliyatlar sonrası  Ankara, Kayseri ve İzmir seyahatlerini de yolculuklar hesabına kaydedeyim..

 Düşündüm ki hastalığım bile seyahatlere engel olmadı tam tersine vesile oldu.. Gerek Ameliyat için gerekse kontroller için değişik zamanlarda Ankara’ya  gidiş-gelişlere ,.şimdilerde birde Kayseri eklendi..

Havaalanları seyahat duygusunu yoğun yaşadığım, gerçek gündemimi unutup, kendimi seyahatin şehvetine kaptırdığım mekanlardır…Nereye, neden gittiğim değil havaalanında olmaktır asolan,.. güvenlik kontrolünden geçer geçmez bir kafede oturup Biramı (tabii şimdilerde Çay !!) ısmarladığım anda yolculuğum başlamış demektir..Yolculuk başladıysa,.. Yürek çağırmıştır !!.. gerisi lafıgüzaftır..

Ankara ve Kayseri’yi bir kenara koyup İzmir seyahatini düşündüğümde ,..tıpkı bir yıl önceki gibi Kış güneşinin ısıttığı keyifli anlarla dolu seyahat anıları üşüşüyor aklıma,..
Pırıl pırıl güneşle ısınarak oturduğumuz Bostanlı’daki balıkçı barınağının yanındaki çay bahçesi,..Tuzla’daki Flamingolar,Balıkçıllar..
Dört kişilik zengin sofralı , hoşsohbetli , dingin bir yılbaşı akşamından sonra ,. Yeniyılın ilk günü sabah Bozdağ’a tırmanmak üzere yola çıkış …
Bozdağ,..
Gölcük,..
Birgi,..
Yerel tadlar,.. Yerel dükkanlar,..
Sardis harabeleri ,.. Başıdumanlı dağlar,..
Göl banyosu yapan Ördekler,..
Tarihi konaklar,.. Günbatımının mor panjurlara vurduğu eski ama güzel evler,..
İkinci günde ise,. Pasaportta demli çay ,. İzmir Martılarını !!.. fotoğraflama çabası ..
Sonra ver elini Yavaş Şehir,.. Yolda,. Urla’lı balıkçılara merhaba ,.. Mandalina bahçelerinde C vitamini depolama,.. Seferihisar ‘a varış ,..
Slow City nin  pazarı ve pazarcılarıyla geçirilen keyifli saatler,..

Fotoğraf aşkına Teos Kalesine -güçlükle de olsa!!- tırmanış ,.. Balık sofrasında,. günbatımı saatlerinde,..”2011 ‘in ilk günlerindeki keyifle devam etmesi dilekleriyle “kalkan kadehlerle,.. günü ve İzmir tatilini noktalayış. …



2010 yılına da aynı dileklerle başlamıştık !! ..
Bardağın dolu tarafı ; Bir yıl sonrada gene aynı keyifle giriyoruz yeni yıla..
Boş tarafı ; Boş tarafını ,.. BOŞVERİN !!...



f.k.d. şehir /2011 ocak